Maaşı çok az olan ve fayda getirmeyen işler, insanların en son aradıkları işlerdir.
Bu kadar çok açık pozisyon ve iş ilanına rağmen neden işsizlik artıyor?
Gençler, yeni mezunlar, yüzlerce işe başvuruyorlar, tüm iş portallarını kullanarak, iş ilanlarını araştırıyor ve özgeçmişlerini gönderiyor.
Çoğu zaman, ne kadar nitelikli olurlarsa olsunlar kimseden geri dönüş alamıyorlar.
Başvurulan işlerin hiçbirinden yanıt gelmiyor!
Aynı endüstride uzun süre çalışmış olan tecrübeli adaylar dahi yeni bir iş bulana kadar neredeyse altı aya varan sürelerde iş aramak zorunda kalıyorlar.
Bu arada, haberler tam tersini, birçok pozisyonun açık olduğunu ve işverenlerin bu açık pozisyonlar için çalışan bulamadıklarını söylüyor.
Bu bize hiç mantıklı gelmiyor.
İş dünyası hakkında konuşulanlar ile dünyada gerçekte olup bitenler arasında bir tutarsızlık var.
Bazı işler için insanlar doğru becerilere veya en azından işverenlerin istedikleri becerilere sahip olmayabilir.
İşsiz insanlar, iyi bir maaşı veya gelecek göremedikleri için bazı işlere başvuru yapmayabilirler.
Bazen çok sayıda iyi aday ve iş olur ancak birçok farklı nedenden dolayı bir araya gelemeyebilir.
Başka birine bakmak zorunda oldukları ya da işsizlik maaşı aldıkları için yeniden çalışmak istemeyen işçiler de var.
Rekor miktarda işsizliğin olduğu dönemlerde dahi ise yerleştirme oranları çok düşük kalıyor.
Burada suçlanacak kimse yok. İş arayan insanlar, iş arama çabalarında yeterince gerçekçi veya stratejik değiller, bu da şirketlerin onları işe almasını zorlaştırıyor.
İşletmeler, iş arayanlar ve bir bütün olarak ülke ekonomisi, neler olup bittiğini anlamalı ve düzeltmek için çalışmalıdır.
Pandemi bu eğilimleri daha da kötüleştirmiş olsa da hala yapılabilecek şeyler var.
İş piyasası zor ve tatsız.
Şu anda birçok fabrikanın kapısında eleman alınacaktır tabelaları görüyoruz.
Bir fabrikanın işçi istemesi, işçinin onlar için çalışmak istediği anlamına gelmez.
Piyasada binlerce açık iş pozisyonu olması, her zaman insanların çalışmak istediği işler olduğu anlamına gelmiyor.
Çok net olan birşey var, insanların önüne çıkan birçok iş, düşük ücretli ve geleceği olmayan işler.
Uzun vadeli istikrar ve gelecek planı olan insanlar bu tür işleri yapmak istemiyor.
İşin garip yanı gelecek planı olmayan ve kendini yetiştirmemiş, birşeyler öğrenmeye niyeti olmayan insanlar da bu tür işlerde çalışmak istemiyor.
Burada hayat standartları ve sosyal medyanın bu standartların empoze edilmesindeki etkisinin çok fazla olduğunu düşünüyorum.
İş arayanların yaklaşık yarısı başvuracakları doğru işleri bulamadığını söylüyorlar.
İşsizliğin yüksek olduğu dönemlerde nasıl iş bulunur?
İş aramanızı biraz daha basit hale getirin.
Özgeçmişinizin, ön yazınızın ve başvurunuzun iş ilanındakiyle aynı olduğundan emin olun. Bunu yapmak, biraz kalitesiz gelse de aynı kelimeleri kullanmak anlamına gelir.
İş geçmişinizde tarihler arası net olmayan boşluklar bırakmaktan kaçının.
Eğitim yada kurs için geçirdiğiniz bir süre varsa mutlaka cv içine kronolojik olarak ekleyin.
Aksi takdirde, bu sürelerde hiçbir şey yapmamış gibi görünür ve kabul edilmezsiniz.
Pandemi sürecinin işsizlik üzerine etkileri
İnsanların çok sayıda iyi ücretli iş için becerileri zamanla daha az kullanışlı hale geldi.
Bu, özellikle, bir pandemi sırasında olduğu gibi, birisi uzun bir süre boyunca işsiz kaldığında doğru bir varsayım olabilir.
Bu süre zarfında işlerin yapılması için çok daha farklı yazılım yada araçlar ortaya çıkmış olabilir.
Çalışanların eski becerileri artık yeterli olmamaktadır.
Sonuç olarak, birçok insan artık evden çalışabilecekleri işler arıyor.
Çoğu insan, ne tür bir işi olursa olsun, en azından bazı zamanlarda evden çalışmak istiyor.
Evden yapılabilecek işlerin sayısı her ne kadar artmış olsa da, hala LinkedIn'deki iş listelerinin %20 sinden azını oluşturuyorlar.
Yine de evden yapılamayacak işlerden iki buçuk kat daha fazla başvuru alıyorlar.
Sorun sadece işveren tarafında olmayabilir.
Bazı iş arayanlar istedikleri ama aslında iyi olmayan işler için başvuruyorlar.
Kendi alanlarının dışında iş arama oranlarının pandemi döneminde çok yükseldiğini görüyoruz.
İş bulma platformların yükselişi, işverenlerin çok sayıda işi listelemesini ve iş arayanların çok sayıda özgeçmiş göndermesini kolaylaştırdı.
Ama ne yazık ki bu özgeçmişlerin görülmemesini de çok kolaylaştırdılar.
Yapay zeka destekli yazılımlar, belirli anahtar kelimeler ve kriterler için özgeçmişleri tarar.
Onları bulamazsa, yazılım o insanları göstermez.
İş veren tarafından farkedilmeyen iş arayanlar aslında reddedilmiyor.
Yalnızca teknolojinin önüne geçemiyorlar.
Başvuranlar tecrübeleri ve geçmişleri hakkında detaylamayı farklı bir noktada yaparsa veya sistemin aradığına uymayan bir şekilde anlatırlarsa, kelime seçiminden dolayı bir sorun yaşayabilirler.
Şirketler, iş tanımlarından bir şeyler çıkarmak yerine bunlara eklemeler yapma eğilimindedir, bu da iş gereksinimlerinin büyümesi ve insanların bunları gerçekten karşılayamayacağı anlamına gelir.
Yapay zeka kullanımı iş süreçlerini kısaltsa da daha fazla yapay zeka tabanlı başvuru süreci, başvuranların gerçek bir kişi tarafından değerlendirilmesini daha da zorlaştırıyor.
Şirket tarafında hayal gücüne yer yoktur.
Geleceğini satış departmanında hayal eden ve bunun için eğitimler almaya başlayan güvenlik görevlisi cv si yalnızca güvenlik pozisyonu için iş verenin karşısına çıkacaktır.
Tabi cv de bu değişimlerden ve hedeflerden bahsedilmemişse.
İşe alınacak kişinin neler yapabileceğini bilmek istiyorsanız, bu sistemim bu konuda pek de iyi olmadığı çok açık.
Potansiyelleri görmek için binlerce başvuruyla tek tek görüşme yapmak da mümkün değil.
O kadar çok insan çevrimiçi iş başvurusunda bulunuyor ki, insan kaynaklarında işe alım görevlileri gelen ilk birkaç özgeçmişe bile bakmıyorlar.
Bunun yerine, iş için en iyi olan insanları değil, yalnızca hızlı bir şekilde alabilecekleri insanları işe alıyorlar.
Sonuç olarak iş ilanlari ve başvuruları arasında bir uyumsuzluk olduğu aşikar.
Bunu en alt seviyeye indirmek için işveren tarafı süreci daha organik bir şekilde ele almalı, başvuru sahibi ise cv güncellemesini anahtar kelimelere uygun bir şekilde makina dilini düşünerek hazırlamalıdır.
Analizleri beğendiyseniz ve başkalarına da faydalı olabileceğini düşünüyorsanız sosyal medya üzerinden sevdikleriniz ile paylaşmanızı rica ederim.
Eksik gördüğünüz konuları yorumlarda belirtmeniz ayrıca analizi daha verimli hale getirecektir."
YORUMLAR